Yörsan - Susurluk

Yıllardan beri Varan'a girerdik Susurluk tostu ve ayranı için...Bu sene gidiş yolunda Varan'ın işi ticarete döktüğünü hissedince bir tavsiye ile Yörsan'a girdik dönerken. Çünkü Varan önden hazırlanmış tostları çaktılar bize ekmek sert kaşarsa donuk gelmişti.
Daha tuvalette ben Yörsan'da devam edemeyeceğimi hissetmiştim de aynı dakikalarda koc'a da benimle aynı fikirdeymiş. Bir kere o tuvaletler fena bir pislik yuvası kapılara bile dokunamıyorsunuz. Acaip bir kalabalık var. İnsanlar üst üste ... Hal böyle olunca Bodrum istikametine döndük tekrar Ulusoy'a girdik bu sefer. Dağıstanlı'da yedik ikiye bölününce akan kaşarları masaya düşmeden yutmaya çalışarak. Bir de çiğ börek yedik meşhurmuş bu civarda. Beğendik valla ne demeli...

Yalova- Yenikapı Deniz Otobüsü

Hayatımda ilk defa bu sene Bodrum dönüşü deniz otobüsü kullandım daha konforlu dediler...Saat 01:15 tam saatinde kalktık. Arabadan indik çıktık üst kata. Genel bir pis görüntü var çok beğenilen deniz otobüslerinde fazla  umursamadık valla insanımız pis amcalar ne yapsın. Sonra bir tuvaleti kullanayım dedi koc'a. Gitmesi ile gelmesi bir oldu. Abdest almakla meşgul bir güruh arasından ve tuvaletlerin lavobalarının ayak yıkamaya müsait yükseklikte olmaması sebebiyle su ve çamur içinde kalmış tuvalete işemeye tenezzül etmemiş. Temizlemeye yetişemiyorsan abdest alacaklara ayrı bir yer yapın be kardeşim...

Bodrum 2010

“En güzel yazlık arkadaşımın yazlığı” prensibini benimsemiş olan ben yüz yıllardır Bodrum’a gelip de otel parası vermeyen yüce bir beleşçi olduğumu itiraf ediyorum. Son 13 yıldır her yaz Bodrum’dayım ve bu yaz gerçekten Bodrum’un son günlerine şahitlik etmiş şanslılardan olduğumu farkettim. 2 yıl içinde muhtemelen eskiden Bodrum’da diyerek cümlelere başlayacağız.

Bodrum geceleri ölmüş ruhuna el fatiha... O içeriye girmek için yedi takla attığımız Küba yıllardır boştu da bu yıl içerde adam yoktu resmen şok olduk. Fink, Catamaran, ShipAHoy, Maki ne geliyorsa aklınıza uzatmaları oynuyor...Göltürkbükü bitmiş ara sıra çay bahçelerinden yükselen şarkılar dışında çıt çıkmıyor. Oysa daha geçen yıl iğne atsan yere düşmüyordu. Bazı şeyler öyle hızlı değişiyor ki anlamıyorsunuz kalanlar öyle hızlı değişecek ki yine anlamayacaksınız.

Maki Otel - Türkbükü Bodrum

Türkbükü ölmüş demiş miydim? Demiştim galiba. Bütün kokoş mekanlar kapalı.  Daha geçen sene adım atamazdık Türkbükü sahilinde. Sadece çay bahçelerinde müzik çalınıyor bir de nasıl olduğunu tam kavrayamadığımız Maki Otel'de. O da tekel olmanın avantajı ile çakmış da fiyatları çakmış. Arkadaşların teknesine geçerken canımız çekti bir gece sonrasında Maki Otel'e gittik. Aman ne pişmanlık. Yaş ortalamasını açıklıyorum 16. Yani polis gelse mekan kapanır o derece. Kendimi anne anne gibi hissettim bir ara gidip elim belimde sorasım geldi tüyü bitmemiş erkek çocuklarıyla daha gelişimini tamamlamamış kız çocuklarına "annenizin haberi var mı?" diye. Hepsinin bir elinde mojito bir elinde blackberry telefon. Yanımıza konuşlanmış bir sübyan grubu başka bir arkadaşlarının sevgilisi ile yatakta çekilmiş görüntülerini ağzımıza sokarcasına bir birlerine gösterince kız çocuğu sahibi arkadaşlarımıza gelenler geldi, sinirler bozuldu mekanın aurasını daha fazla kaldıramadık. Biz de yırtık gençlerdik ama onaltımızda anamızın dibinde otururduk inanamadık.
Yerli içkiler 15 TL, yabancı içkiler 30 TL. Bu arada belirtmeliyim içtiğim en iyi mojitoyu yapıyorlar.

Bodrum Marina Yatch Club

Bodrum tatilinin 4. gecesinde arkadaşımızın doğum günü vesilesiyle önceden rezervasyon yaparak gittik Yatch Club'a hem yemek yemek hem de Gelişim Orkestrası'nı dinlemek için. Gerçi erken ayrılmak zorunda kaldık ertesi gün dönüşe geçecekler vardı ama güzel bir gece geçirdik. Bodrum'da gittiğimiz mekanlara fiyat kalite endeksi uyarlarsak en üst düzey verimi buradan aldığımızı söylemeliyim. Günlerdir balık türevleri yemekten sıkılmış olduğumuz için et yemeyi tercih ettik. Mantar soslu bonfilenin hem tadı, hem sunumu güzeldi. Altı kişi bir şişe şarap, ara sıcaklar, ana yemekler ve en kallavisinden dondurma dolgulu profiterol yedik güzel bir konser dinledik ve kişi başı 80 TL ödedik. Bence Bodrum'da gidilebilecek, kazık yemeden keyif alınabilecek mönünün müşteriden esirgenmediği hoş bir mekan.

Muhtarın Yeri - Küçükbük Bodrum

Aslında Gümüşlük'deki Mimoza’ya gidilecekti ama Kempinski’nin muhteşem plajında ziyadesiyle yorulunca eve yakın bir yer olsun istedik. Ben bundan 13 yıl kadar önce yemiştim Muhtarın Yeri’nde. Dört beş tane masası vardı doğru dürüst iskele bile yoktu. Ama o zaman bile yediğim karidesi hala unutmadığımdan ben önerdim. Eskilerden olmanın avantajıyla yenilenmiş iskelenin en denize nazır yerinde ayrılmıştı altı kişilik masamız.

Kay's Restoran - Bodrum Gündoğan

Yıllar önce çay içmeye indiğimiz Gündoğan sahili ne kadar değişmiş inanılır gibi değil. Hem gecesi hem de gündüzü üstelik. Sıra sıra restoranlar dizilmiş sahile sahipleri Bodrum'un yerlileri. Şöyle de ilginç bir hikayesi var. Zamanında bu toprakların sahipleri ölürken verimli tarlaları oğullarına çorak sahilleri de kızlarına bıramışlar. E iyi de yapmışlar ne deyim yıllar sonra turizmin etkisiyle tarım yapmayan halk kız çocuklarının o değersiz arazilerine muhtaç kalmışlar. İşte bugun bu restoranların pansiyonların hepsinin sahibi kadınlar. Kay Restoran’da bu sıradaki irili ufaklı restorandan bir tanesi.