Aynalı yolu aşarak otelin önüne geliyorsunuz. İçerdeki buz gibi ortamı yeşil yapay ağaçların üstündeki kare şeklindeki elma tasviri kırmızı lambalar bile ısıtamamış. Karşınızdakinin cinsiyetini 10 metre yaklaşmadan kestirmeniz bu karanlıkta çok zor ki hemen belirteyim burada cinsiyetlerin üç ihtimali var. Odanız üst katlardaysa asansörün ışığının sürekli değiştiğini fark edebilirsiniz. Koridorlar beni çok etkiledi itiraf ediyorum böylesini görmemiştim; asansör loş da koridorlarda ışık yok...Oda numaranızı bulmak için ip gibi uzanan karanlık koridorda her kapıya bakarak ilerlemeniz gerekli. Kapılar pleksi bu yüzden hangi oda dolu hangisi boş anlayabiliyorsunuz.
Odada yerlerden tavana her yer bembeyaz. Tavan hariç her yerde ayna var. Ben kendimi hiç bu kadar farklı açıdan görmemiştim. Koc'a İstanbul'da ben tek kalacağım burada.
Sağ taraftaki ilk kapı banyo... Unutmuş olma ihtimalinize karşı 10€ dan başlayan fiyatlar ile her türlü kozmetik malzeme satılıyor. Banyo buhar odasına dönüşebiliyor (ki bunun nasıl olduğunu anlamam uzun araştırmalarımı aldı). İkinci kapı bir giyinme odası. Bavul burada kalacak. Gelelim asıl odaya. Bir beyaz masanın arkasında devasa bir jakuzi önünde sonradan millet konuşurken takozladığım üzerinde garip plastik yastıkların olduğu kamasutra yatağı var. (Buraya boşuna balayı oteli demiyorlar!) Onun yanında normal yatak ve balkonda bir yatak daha...Yani ben tek kişiyim ama sıksam altı kişi kalabilir burada... Gerçi içerde o kadar çok ayna varki odanın içinde binlerce benden var, içerisi o kadar kalabalık, hatta hangisi gerçek ben ben bile bulamıyorum... Odanın ışıklarını kumanda ile ayarlayabiliyorsunuz isterseniz kırmızı, isterseniz sizin için gökkuşağı renginde oluyor.Ve fakat eskimiş biraz, yeniden bir boya şart ve ayrıca havlular da artık grileşmiş; konsepte uymuyor acil değişmeli.
Otel geneli çok karanlık ve inanılmaz kasvetli. Yüksek tavanlı milyonlarca minik ayna paçasının süslediği atrium çok güzel. Işığın hareketini izlemek muhteşemdi...
Sürekli uyku halindesiniz, gece mi gündüz mü içerden anlamak zor, temiz hava lazım oksijen lazım bir nefes biraz özgürlük lazım...
Burada olay şu; öldüm, cennete geldim...Sonsuz bir beyazlığın içindeyim ahanda Adem'im de orada e hadi durma o zaman odaya....
1 yorum:
ne güzel anlatmışsın
biz nefret etmiştik gittiğimizde!
banyonun buhar odası olduğunu anlamadık bile bu arada :P
gidilecek en saçma otel olduğunu düşünüyorum...
Yorum Gönder