Annelerin en büyük problemidir çocukları her önüne geleni yesin… Benim de en büyük sıkıntım koc’a yesin önüne ne gelirse. Çocukken pek dövmemişler bunu herhalde bizimkisi et dışında hiç bir şeyi zevk alarak yemez. Nerede olursak olalım domatesi yemeklerinden ayıklar; hatta biz menemeni çorba niyetine içeriz. Kabak yemez, patlıcan yemez, kereviz yemez, pırasa ağzına sürmez; domatesin yumuşağını yemez hatta mis gibi kokan bahçe domateslerini eline bile almaz. Türlü gibi karışık sebze türevlerini içeren yemekleri asla yemez. Aynı tabakta iki yemeği karıştırıp yemez mesela, pilav üstü kuru! Daha da fenası aynı yemek ertesi gün ısıtılıp önüne gelsin hiç istemez.
Her yemekten önce sorduğu sorudur “bu yemeğin içinde ne var?”.
Hal böyle olunca biz yaz kış iki haftada bir aynı yemeği yeriz. Oysa zavallı ben kerevize, pırasaya, fasulyeye bayılırım. E işten eve bir saat trafikte telef olduktan sonra gelince her akşam yemek yapamıyorum. Kendime ayrı, ona ayrı da yemek pişiremiyorum. Bir yandan da sağlıklı beslenme ve kilomuzu koruma derdimiz var. Bu yüzden ufak hileler yapıyorum yemekleri pişirirken…
Geçenlerde hastalandı ben de annemden öğrendiğim uyduruktan sebze çorbasını yaptım tavuk suyuna. Aslında bebek maması gibi son derece de besleyici. Kırmızı mercimek, havuç, pırasa, soğan, sarımsak ve kerevizi küçük küçük doğrayıp düdüklüde iyice pişirdikten sonra rondodan geçiriyorsunuz. Ben kendime bu şekli ile ayırdım ama koc'a gak guk etmesin diye onunkini ince tel süzgeçten geçirdim. Pütürsüz cillop gibi oldu.
Hastamız yatakta yatıyor ateşi var. Götürdüm çorbasını. Nazdan da ölüyoruz “çok yorgunum sen içirsene” dedi. Otuz yaşındaki adamın çene altına koca bir peçete yerleştirip başladım içirmeye.
İlk kaşık gitti, ikinci, üçüncü derken tam ben çakmadı diye rahatlamıştım ki “ya” dedi “bir şey soracağım. Bunun tadında bir gariplik var ne attın buna”. Ben başladım saymaya pırasa ve kereviz hariç liste tam… Sonra “ne oldu” dedim “bir sorun mu var beğenmedin mi?” “Yok! beğendim de bozuk bir şey bir ot ya da baharat mı attın buna garip bir tat var ama bulamıyorum”…. Koc’a çaktığım malzemeyi araya dursun tabağı yarıladık. Sonra bir daha sordu neler attığımı içine… Ben de yine pırasa ve kereviz eksik saydım malzemeleri… İyi dedi… Ama bana sağdan sağdan hafiften gelmeye başladı. Bitmeden bir daha sordu. Ben de sabırla saydım. Arkamdan o da tekrar ediyor; liste bitti bizimki tatmin olmadı “başka” dedi… Farkında içinde yabancı şeyler var.
O noktada bende film koptu bastım küfrü “içinde …. ….” var!
Son kaşık ağzında “terbiyesiz” dedi…
Kahkahalar eşliğinde savaşı kazanmış bir komutan edasıyla mutfaktaki tüm delilleri yok ettikten sonra ben de çorbamı içtim aklımdan çocuk yapmama ne gerek var, bu koca bebek bana yetiyor diye düşünerek.
0 yorum:
Yorum Gönder