New York'da Beş Minare - filmde yok yok

Fragmanlarını izleyince itiraf ediyorum tüylerimin diken diken olduğu ve gitmek için çıldırdığım film. Normalde M. Kırmızıgül'ü daha önceki iki filmini hiç beğenmediğim ve zorlama olduğunu düşündüğüm için bu filme gitmezdim.
Geçen haftadan ancak yer bulunca anladık ki fragmanı izleyen bir sürü kişi benimle aynı duyguları yaşamış. Ama bilemiyorum herkes benimle aynı duygularla mı ayrıldı.
Filmde aksiyon yok, muhteşem çekimlerle hareketlendirilmiş zikir sahneleri yok, açıkçası heyecan da yok yani bunların hepsi zaten fragmana sığdırılmış. O yüzden ben aslında fragmanı hazırlayan kişiyi takdir ediyorum on numara pazarlamış.
Filmdeki müthiş ruhani insan cemaat lideri mi bilinmez ki açıkçası öyle olma ihtimali beni rahatsız etti. Hatta bu adamın sürekli bir zorlama ile muhteşem bir insan kılığına sokulmak istenmesi de beni çok güldürdü. Sanki aslında mesaj bu şahane insan iken son dakikada bir viraj alınmış da filmin özü yine zorla kan davasına bağlanmış gibiydi.
Daha önce mesaj veremediği için eleştirilen M.Kırmızıgül bu filmine bir sürü mesaj sığdırmış tam özünü anladım diyorsunuz ama sonra yeni mesajı algılıyorsunuz. Böyle böyle film benim için bitmek bilmedi.
Film değil belki ünlü bir iki polisiye dizinin bir bölümü olsa kırk beş dakikada bitse daha iyi olurdu sanki. Bitlis türküsü tek kelime ile bir buçuk saatin en güzel dakikalarıydı.

0 yorum: