Karnıbahar pişiriken...

Karnıbahar pişerken lodos esince Tarabya sahili nasıl kokuyorsa öyle kokar. Bu kokuyu tecrübe etmeyi sevmeyenlerdenseniz bir önerim var ben de yeni öğrendim. Karnıbaharı pişirmeden önce içine bir dilim ekmek ve limon atıp 6-7 dakika haşlarsanız koku olmuyor...

Venedik - İtalya / Dar sokaklı ıslak şehir

Ben İtalya'ya giderken en çok Floransa'yı beğeneceğime emindim. Hatta Venedik'i görene kadar bu fikre inancım tamdı. Ve fakat Venedik için söyleyecek hiç bir söz bulamıyorum...Geçmişe gidebilsem 1800'lü yıllardaki Venedik'te yaşamayı çok isterim..
Bizim şanssızlığımız havanın çok soğuk olmasıydı ama bunun pozitif etkisi, şehir bu mevsimde yağışlardan dolayı tam anlamıyla sular altında kalmıştı. Ana sokaklarda iskeleler kurulmuştu. İnsanlar en fazla iki insanın yan yana yürüyebileceği genişlikteki tahtaların üstünde ulaşımlarını sağlıyordu. Yuvalarına yemek götüren karıncaların oluşturduğu ince uzun disiplinli yollar gibi... Acelesi olanlar tanesi 20€ olan kalçaya kadar uzanan ve her köşede satılan çizmeler giyip suların içinden yürümeyi tercih ediyordu.

Pala Ocakbaşı - Beyoğlu

Haftasonu ocakbaşı gezilerimize PALA'yı ekledik. Adanalı komşumuz tavsiye etmişti.Hemen söyleyim burası uzun zamandır gitmeye çalıştığımız o yer değil orada yine yer yoktu.
İstanbul ve Ankara'dan arkadaşlarımız ile sekiz kişi gittik. Tek katlı 50 kişilik ufak bir mekan. Oldukça temiz gözüküyordu. Masamız mezeler ile çoktan donatılmıştı. Ezme, patlıcan köz, şakşuka, yoğurtlu dere otu, zeytinyağlı enginar, zeytinyağlı barbunya ve tabiki beyaz peynir...Hepsi de oldukça lezzetliydi. Alışılagelmişin dışında diğer ocakbaşlarında olmayan çeşitlilik ve lezzet vardı mezelerde.

Deniz kestanesi batarsa ne yapmaMAlısınız?

Benim eşim son derece şahsına münhasır biri. Yap dediğini yapmaz, yapma dediğini yapar. Bildiğimiz yaramaz bir çocuk.

Küçukkuyu'da denize girmeye niyetlendiğimizde uyardılar deniz kestanelerine karşı. Misal ben terlikle girdim. Ayaklarımı yere basmadım ve açıklarda yüzdüm. Tüm deniz keyfi boyunca eşimse bize, deniz kestanesi kordinatları veriyordu. "Burada var...burada görüyorum üç tane var..."

Kaz Dağları - Mutlaka koklanmalı

Kaz Dağları Balıkesir ve Çanakkale sınırında gezilecek görülecek yerleri saymakla bitmeyecek sürprizlerle dolu bir cennet. İstanbul'dan güzergahı Çanakkale üzerinden belirledik. Şehitliğe de uğrayıp akşam vakti otelimize varmayı planladık.

Hamdi - Eminönü

Ciddi park problemi var mümkünse taksi ile gidilmeli. Mezeler güzel ama ana yemekleri her gittiğimde daha da mutsuz ediyor. Muhteşem KATMER yapıyorlar. Kaymak ve fıstık şerbetle karşılaşınca katmer oluyormuş. Katmet hatrına Hamdi de tatlı hatırlanıyor. Ortalama bir yemek ve içkiye adam başı 70-75 Tl veriyorsunuz.

Develi - Samatya

Fazla söz söylenemeyecek bir mekan. Güzel içilen ama güzel doyulmayan ortalama bir yemekte adam başı 80 TL verdik. Daha önce de gidip pek beğenmemiştim ama Ramazan olduğu için diye düşünmüştüm. Kalamıştaki lezzet yok sanki...

Son okuduklarım

Serenad
Öyküyü anlatım biçimini, öyküyü kadını, adamı, aşkı okuyun görün ben Zülfü Livaneli'yi tebrik etmek istiyorum. Bu listedeki kitapların içinde bir çoğu varki yazarlık yapmak için anlatım dilinin iyi olmasının yeterli olduğunu belletecektir size. Ama Serenad'ı yazmak için sadece yazı yazmak, iyi bir anlatım tekniği kullanmak yetmez. Bunun için korkunç bir entellektüel birikim gerekir. Araştıracaksın, ama öyle iki referans okumakla kalmadan... Hikayeni oluşturacaksın, gerçekle harmanlayacaksın ki benim gibi okuyucu iki de bir "ulan bu hikaye gerçek mi acaba" diye meraklanacak... Livaneli hem yazar, hem gazeteci, hem şair, hem ses sanatçısı, hem yönetmen belki fazlası da vardır ama her birini başarı ile yaptığını düşünce bu adam dünyalı olamaz diyor be insan! 
 
Pucca
Çok çatlak bir kitap tamamen size özel bir iki saat içinde yutacak ve üstüne çok eğleneceksiniz. Kız kitabı ama bence erkekler de okumalı. Biz aynı anda dört kişi okuduk üstelik birimiz araba kullanıyordu...

Piraye
Bir arkadaşım tavsiye etmişti Canan Tan'ın romanını. Akıcı gerçek izlenimi veren güzel bir aşk hikayesi diyeceğim ama dramı da unutmamak lazım. Ben iki günde bitirdim. Biraz üniversite yıllarımı da gittim hoş oldu hani :)

Ejderha Dövmeli Kız
İtiraf ediyorum beni sarmadı, hikaye içine almadı ilk elli sayfadan sonra bıraktım; belki filmine giderim.

Ayağını Denk Al!
İletişim uzmanı İnci Yeşilyurt üç kadının gerçek hikayesini bir de kendi evliliğini anlatıyor kitapta. Dört farklı kadın, dört farklı ilişki hepsinde farklı bir problem ve bunların bir profesyonel yardımı ile nasıl yola girdiğinin hikayesi. Hepsinden kendime pay çıkarttım. Kişisel gelişim kitaplarını sevmem ama hem yazarı eğer abartı yoksa yaşam felsefesini, hem işine bağlılığını hem de öğretilerini sevdim. Ve kendi ilişkilerimde de uygulamaya karar verdim. Çünkü açıkçası hatalarımı görmemde yardımcı oldu ve bunu çok zarif bir şekilde yaptı. Teşekkürler.

Sadakat
İnci Aral'ın daha önce de kitaplarını okumuş ve açıkçası oldukça beğenmiştim. Yine ezberimi bozmadı. Sadakat hastalıklı bir ilişkiyi anlatıyor. Sonunu hem kapaktan hem de hikayenin akışından çıkarsanız da; esas kadının akıl sağlığını sorgulasanız da kendinizden çok şey bulacaksınız. Hikaye gerçek mi bilmiyorum ama gerçek olmaması için hiç bir sebep sunmuyor.

Boleyn Kızı
İki sene önce izlemiştim filmini sıralamayı karıştırmış olduğumu sonradan anladım. Önce Boleyn Kızı'nı sonra Elizabeth'i (Bakire Kraliçe) izlemem gerekirmiş. İngiliz tarihinin çok çekici olduğunu düşünmemi sağlayan bu iki filmden sonra dün sekizyüz küsür sayfalık kitabı bir haftanın sonunda bitirdim. Filminden daha fazla entrika filmden daha fazla heyecan var kitapta özellikle ilk ikiyüz sayfadan sonra. Halide Edip gibi ağır bir kitaptan sonra pembe dizi kıvamındaki bu kitabı sevdiğimi itiraf etmeliyim. Üstelik sonunu bile bile bir solukta okudum.

Halide Edib
İpek Çalışlar'ın "Latife Hanım"'ını ilk çıktığında bir solukta okumuştum. Atatürk manyağı olan birisi için kaçınılmaz son. "Halide Edip" de raflarda yerini alır almaz düştü kucağıma. Kesinlikle kitap eleştirmek üstüme vazife değil bu yüzden sadece kendi hissiyatımı paylaşıyorum. Beni biraz sıktı bu sefer kitap. Belki de Halide Edib'in Atatürk'ten başka bir hayatının da olması sebebiyle biraz uzun buldum milli mücadele öncesi ve sonrası hayatını. Ancak yapılan işin arkasında inanılmaz bir emek var kitabın ve neredeyse de sayfalarca referans belirtmiş İpek Çalışlar. Bence son cümlesine kadar da tek bir yorum bile yapmadan anlatmış Halide Edib'i.
Kitaptan sonra gözümde canlanan Halide Edib ise %100 Atatürk'ten nefret eden inanılmaz hırslı ve egosu son derece yüksek bir kadın. Kanımca küslük sebepleri Hindistan'dan gelen yardım paralarının kullanılma şekli olamaz. Bir kadın olarak bence sebep nefret kadar güçlü olan aşk. Ya Atatürk ya da Halide Edib karşılık alamadıkları bir aşk yaşarken saçmalamışlar.

Sil Baştan
Bu kitabın Kate Winslet ve Jim Carrey'in oynadığı Eternal Sunshine of the Spotless Mind filmiyle hiç bir alakası yok. Tek benzerlikleri fantastik bir kurguya sahip olmaları ve yine geriye gidişlerin yaşanması. Kitabı "Lost" sevenlere özellikle tavsiye ediyorum. Son derece sürükleyici bir kitap. Kırklı yaşlarının başında ölen bir adam onsekiz yaşında hayata tekrar dönüyor. O hayatı da yaşayıp yine aynı tarihte ve aynı şekilde ölüyor ve yine 18 yaşında hayata geri geliyor...Böyle böyle bir gidip bir geliyor...Kitap ilkini izlediğiniz bir film gibi sonlanıyor. Bu olayın neden gerçekleştiğine dair hiç bir mantıklı bilgi vermeden gelecekten bir Amerikalının ölüp günümüze dönmesiyle...

Küçük Arı
Kapağında "İkinci Uçurtmayı Vurmasınlar" ibaresi gördüğüm için aldığım ve okuduğum kitaptır. Uçurtmayı Vurmasınlar'ı ise geçen yaz Bodrum'da gözyaşları içinde okumuş ve çok beğenmiştim. Küçük Arı da oldukça sürükleyici. Hikayesi de son derece güzel ama çeviriden mi bilmiyorum beni pek de vurmadı. Okunmasa da bir şey kaybetmezsiniz sadece Nijerya hakkında luzumundan fazla şey öğreniyorsunuz.


Quente - Etiler

Bu Güney Amerikalıların mutfağı pek zayıf diyeceğim Meksikalılara ayıp olacak. Brezilyalılar için aynı şeyi söyleyebilirim eğer Quente gerçekten lezzetli yemekler servis edebilseydi. Büyük konuşmamakta fayda var. Kanımca Quente bir şehir efsanesi olmaktan öteye gidemiyor.

Jukkasjarvi - İsveç / Ice Hotel Arctic Tale

ICE HOTEL NORTH POLE

Orada, uzaklarda, çoook uzaklarda, romanlarda okuduğumuzda bile gözümüzde canlandırmakta zorluk çektiğimiz hayatlar vardır, işte buna benzer bir yerde 3 masal gibi gün geçirdik Ice Hotel’de. Farklı diller farklı mevsimler bir yana tamamen başkalaşmış bir dünyaya girdik sadece 3 gece için. Şimdi aslında hiç yaşanmamış bir anıymış gibi de olsa; hayatımızın en heyecanlı tatili desek yeridir.

Stockholm - İsveç

Türkiye bizi PARANOYAK yapmış!


Mart ayındayız İstanbul’da hava çok soğuk değil ama havaalanındaki İsveçliler gibi parmak arası terlik giyilecek kıvamda hiç değil. Biz kutuplara gidiyoruz malum üstümüzde kış koşullarına en uygun kıyafetler ve kar botlarımız var.

Turla seyahatte başınıza neler gelebilir?

Turla seyahat kişiye özel ayarlanmış seyahatten ucuza çıktığı için tercih ediliyor muhakkak. Ekonomik olması kimi zaman ucuz etin yahnisi kıvamına da gelebiliyor. Benim önerim imkanlar dahilinde mümkün mertebe tur ile seyehata çıkılmaması.

Tatile kimle gidilir, kimle gidilmez?

Tatile erkek erkeğe gidilirse fena halde eğlenilir ama tatile kız kıza gidilmez. Kesin kavga çıkar kadın milleti işte...
Tatile iyi tanımadığınız bir çift ile gidilmez, hele de grup dört kişilikse.

Umut Ocakbaşı - Beyoğlu

2 sene önce 8 kişilik bir grupla gittiğimizde kalmadığı için şiş et yiyemediğimiz ocakbaşı olarak hatıramda yer edinen Umut Ocakbaşı'na başka hiç bir yerde yer bulamayınca mecburen gittik geçtiğimiz hafta.

Peymane - Asmalı Mescit

Avrupai ocak başı da olurmuş demeyin, üstüne de hiç düşünmeyin; olmuyor çünkü....
O kömürün kokusu kafaya sinmeyince; o rakı kadehiniz parmaklarınızın arasından akan etin yağıyla kirlenmeden, o şişin üstündeki kuyruk yağları ile beraber etlerinizi sıcacık lavaş ekmeğine sarıp sıyırmadan olmuyor.

Mavi Melek - Asmalı Mescit

Acaip kalabalık bir yaz akşamı Asmalı Mescit'te hiç bir populer mekanda yer olmadığı için biraz çekinerek girdik Mavi Melek'e ilk defa. Tek masa bizdik. Önce fiyatlara baktık acaba fiyatlardan mı boş diye merakla..Yoooo gayet makuldu fiyatlar...Acaba dedik servis mi yavaş...Yooo Adanalı garsonumuz son derece seri hizmet etti..Tamam o zaman kesin lezzetli değil diye düşündük ve yavaş yavaş mezelere daldık. 5 dakika sonunda düşün düşün ...... işin diyerek rakılarımızı yudumlamaya başlamıştık çünkü geçerli bir sebep bulamamıştık.

Adana Yüzevler - Maslak vs. Etiler

Maslak: Açılalı henüz bir yıl olmuş. Biz dört kişilik minik bir grup akşam yemeğine gittik. Sahibi ile de tanıştık son derece sıcakkanlı birisi, tipik Anadolu insanı işte...Sigara içerken ayaküstü muhabbet ettik. Etilerdeki restorandan en çok Maslak'a express servis istenince gişimci ruhumuz devreye girmiş.

Altın günleri

8 çift bir de damsız arkadaşımız ile altın günü yapıyoruz. Turu tamamlamaya çok az kaldı. Fikir şöyle gelişti...
Her haftasonu kalabalık bir grup buluşup bir yerlerde yemek yiyor eğleniyor ve deli gibi para harcamaya devam ediyorduk. Sonra bu buluşmalara bir anlam yüklemeye karar verdik. Ve madem düzenli olarak bir araya geliyoruz bari her buluşmada bir cumhuriyet altını yanımızda getirelim dedik. Şimdiye kadar 7 farklı mekanda buluştuk ve turu tamamlamak üzereyiz.

Set Balık - Kireçburnu

Ayda bir kere mutlaka kalabalık bir grupla gideriz. Genelde hep rezervasyon yapmayı unuturuz ama saolsun Nuray Hanım bize her zaman yardımcı olur. İlk defa 7 yıl önceydi galiba, ailemi götürmüştüm İstanbullu bir arkadaşımın tavsiyesi ile....

Avatar

Avatar hakkında yazmak istiyorum çünkü bence bambaşka bir ülkeyi görmek gibi bir duygu yaşatıyor insana mutlaka izlenmeli. Ama sinemada ve Real 3D teknolojisi ile...
Filmin konusunu unutursanız sanki başka bir dünya orada gerçekten varmış gibi...
Orada yaşamak isteğini uyandırdı ben de..