Deniz kestanesi batarsa ne yapmaMAlısınız?

Benim eşim son derece şahsına münhasır biri. Yap dediğini yapmaz, yapma dediğini yapar. Bildiğimiz yaramaz bir çocuk.

Küçukkuyu'da denize girmeye niyetlendiğimizde uyardılar deniz kestanelerine karşı. Misal ben terlikle girdim. Ayaklarımı yere basmadım ve açıklarda yüzdüm. Tüm deniz keyfi boyunca eşimse bize, deniz kestanesi kordinatları veriyordu. "Burada var...burada görüyorum üç tane var..."
Denize 3 kişi girdik, su o kadar soğuktu ki, bizden başka yüzen de yoktu zaten. Bir süre sonra girdiğimiz yoldan geri çıktık. Hiç kimse kazaya kurban gitmemiş diye sevinirken benimkinin bizim için canını feda ettiğini ve bütün deniz kestaneleri ile tek başına savaştığını, savaşı kazandığını ama kendisinin gazi olduğunu farkettik.
Eşimin 2 ayağına birden sıkmışlardı....
Bizimki tutturdu hastaneye gidelim diye. Doktor çocuğu işte...Çay ocağının garsonu dediki
"zeytin yağı sürün"...
"Yok" dedi bizimkisi "biz bir hastane bulalım".
Sorduk soruşturduk merkezde üç eczane ve bir de sağlık ocağı olduğunu öğrendik. Önce eczanelere gittik, derdimizi anlattık dediler ki " zeytin yağı sürün"
"Yok" dedi bizimkisi...
Tam sağlık ocağına gidecekken otelimizdeki personele rastladık hemen çaresini söylediler "zeytin yağı sürün"...
"Yoook" dedi bizimkisi "burada zeytin çok ya bunlar her şeye zeytin yağı sürüyorlardır gidip cımbız alalım"...
Eczanelerde cımbız bulamadık girdik bir Tansaş'a; aldık bir cımbız. Başladım otoparkın ortasında iğne ayıklamaya. Az batmış bir iki tanesini çektim ama o kadar çoklar ve o kadar derindeki eti yarmak lazım. Olmadı. Kalktık sağlık ocağına gittik. Doktor yoktu hemşireyle konuştuk.
"Zeytinyağı sürün" dedi.
Kabul etmedik. Başladık doktoru beklemeye...Kapıda oranın yerlileri vardı güldüler bize,
"zetinyağı sürün geçer" dediler...
15 dakika sonra doktor geldi. Kapıda gördü içeri bile almadı bizi "zeytinyağı sürün geçer" dedi.
Bu sefer "tamam" dedi benimki...Tam 3 saat sonra...sadece bi "tamam" ne kadar kolaymış...
Hemen arabaya gidip has Adatepe zeytinyağlarını açtık...Daha sabah almıştık...Hem de 5 kilo ama benim daha fazla gezecek halim kalmamıştı ne yapayım fazla da sızlanamadım...
Zeytinyağını 3 gün uyguladık. 3. gün yumuşayan deri kendi kendine iğneleri kustu. Biraz da cımbız desteği aldık. Yaralardan kurtulduk...
Eeee gökten iki elma düşmüş.. Neymiş?
1- Deniz kestanesine karşı zeytinyağı sürüyormuşuz...İğneymiş, cımbızmış, hastaneymiş uğraşmıyormuşuz.
2- Başımıza bir iş geldiğinde memleketin tüm yerlileri ağız birliği etmişcesine aynı şeyi söylüyorsa tecrübeye saygı gösteriyormuşuz. Hele de kaybedecek birşeyimiz yoksa...

0 yorum: