Filozofların zekilik ile delilik arasındaki belli belirsiz çizgide yaşadıklarına inanmışımdır hep...Hatta büsbütün kaçık olduklarına...Zamanlarının ötesinde kapasiteleri olan bu insanların günümüze kadar uzananlarından bir çocuğunun yaşadığı yerdir Efes...Bir çok Yunan tanrısını da ev sahipliği yaptığı biliniyor. Suyundan sanırım...
Bu yüzden belki İzmir farklı ve özel bir yerdir. Ataları da normal değilmişler ki...
Efes Şirince'ye 15 dk, Foça'ya 1,5 saat, Çeşme'ye 1,5 saat, Kuşadasına 15 dakika.
Biz Efes Sürmeli de kaldık. Civarın en ucuz all inclusive oteliydi. Ne kadar da kötü olabilirdi ki? Ve işte o kadardan da kötüydü. Biz all inclusive otelde aç kaldık...
Sahil enine boyuna geniş...Silme ince kum...Çocuklu aileler için muazzam bir tatil beldesi.
Bölge Antalya kadar gelişmiş değil muhakkak ancak hak ettiği değeri de görmüyor.
Şirince yaylada ufak bir kasaba ya da köyün bir çıt büyüğü...Halk uyanmış turiste. Hemen kasabanın dışına büyük bir otopark yapılmış. Belediye kazanıyor. Tüm ahali pazarda ev yapımı olup da satılabilecek ne varsa tezgahlara koymuşlar. Narı çok meşhurmuş. En çok nar ekşisi vardı....Bir de kırmızı şarap...
Gez gez bitti kasaba...Küçücük zaten...Etrafta butik oteller mevcut. Otellerden fazla bir şey beklemeyin. Cep telefonu sağlıklı çekmiyor, wireless yok. Out of technology. Ününü de buna borçlu zaten "kafayı yemiş istanbullular'ın huzur bulduğu tatil mekanı"...
Tarihi kilisenin avlusuna minik bir kafe kurmuşlar. Ev yapımı şarap içtik. Fransızların genç üzümlerden yapılan beaujolais'ine benziyor. Hava da tertemiz olunca bir kadeh beni çarpmaya yetiyor.
Şirince şirin bir yer kabul ama bizi yarım gün kesiyor...Gece de konaklayacaksam taş çatlasa kahvaltıdan sonra dönmek lazım...Bünyeye huzurun fazlası zararlı...
Efes antik kentine kent ismi çok yakışmış...Kent gerçekten de dimdik ayakta; yıllara meydan okumuş. Limanı, tiyatrosu, kütüphanesi, aşk evi, evleri her şey... Yıllar boyu kimlerin o topraklara tekrar karıştığını, kimlerin kaç kere tekrar tekrar orada doğduğunu ve her yeniden doğuşta nasıl yaşadıklarını düşünmek ve şimdi o tarihin üzerinde gezinmek, o hayatları tanımak gerçekten çok garip bir duygu... Yani şimdi İstanbul depremle yıkılsa yıllar sonra buralarda böyle gezilecek mi???
Efes büyük bir ören. Müze kart ile bedava giriş yapabiliyorsunuz. Burada turiste verilen imkanlar Avrupai...Her memleketten insan vardı; yine de en az Türk...
Yaklaşık iki saatte ancak geziyorsunuz. Hikayeler çok enteresan...Özellikle aşk evi...Mısır'daki Krallar Vadisi ile çok rahat yaraşır bir zenginlik. Kazılar halen devam ediyor. Belki bir beş yıl sonra gitsem daha fazlasını bulacağım.
Efes antik müzesi de mutlaka görülmeli... Bir Kahire müzesi değil ama kibele, artemis ve eros'un eli heykeleri mumyalar kadar enteresan...İçerde fotoğraf çektirilmesine çok içerledik oysa 200 yıllık geminin bile flaşla resmi çektirilmiyordu İsveç'te...
Meryemana kilisesi, St. Jean Bazilikası ki buralar hristiyanlar için son derece kutsal mutlaka gezilmeli.
İsa Bey camisi de çok ilginç.. 500 yıllık ama çok tarihi çünkü Osmanlı bu camiyi yapmak için 50 m ilerdeki Artemis Tapınağından sağlamış malzeme ihtiyacını. Anlayacağınız artık İsa Bey camisi dünyanın yedi harikasından birisi...Ve zavallı Artemis'te 2 tane kolon kalmış dımdızlak öööyle otların arasında.
Aaaa bir de yedi uyuyanlar ve yandım çavuş var... Yedi uyuyanların hikayesini bilmeyen yoktur...Yandım Çavuş'taki de şiş kebabın üstüne :)
0 yorum:
Yorum Gönder