Pera Müzesi

Türkiye'deki her müze ya da ören yeri ziyaretimi ister istemez Avrupa'daki örnekler ile kıyaslıyordum. Sabancı Müzesi ve İstanbul Modern'e gittiğimde ise özel müzecilik anlamında sektöre eğitimli profesyonel katıldığını ve Avrupa ile yarıştığımızı görmekten çok mutlu olmuştum. Evet son 5 yılda özel müzecilik en azından İstanbul'da çağ atladı demek doğru olacak. Bugun de Pera Müzesi'ni ziyaret ettim. Gerçi iş için gittim ama müzeyi gezme fırsatım da oldu.
Müzenin pazarlama müdürü ile de tanıştım. Son derece enerjik ve işini acaip severek yaptığı belli. Pera Müze'si Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından yönetiliyor. Son derece keyifli bir ortamı ve oldukça tarihi bir dokusu var. Taş binanın içinde markalı ürünlerin satıldığı ufak bir alan var. Bu ürünleri pek beğenmedim aslında daha şahane şeyler yapılabilir. Bu konuda İstanbul Modern'in çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Pera Müze içindeki Pera Kafe de son derece nezih bir ortam. İşletmesi tamamen müzeye ait. Divan ve bir kaç catering firmasından bir arada hizmet alınıyor. Kafeye 300 kişi rahatlıkla sığabilir ve bu alanda elit davetler verilebilir. Saat 15:00 sularında bir iki ufak grup dışında fazla bir kalabalık yoktu. Müzenin alt katında bir oditoryum var. Burada sinema gösterimleri yapılıyor. Biraz kasvetli ama son derece temiz ve düzenli. Yine aynı katta bir de atölye mevcut. Bu atölyede 18 yaşına kadar çocuk ve gençler için workshoplar düzenleniyor. Müzenin bir yıllık takvimi çeşitli sergiler ile dolu durumda. Biz girerken iki tane Japon ile karşılaştık. Sırtlarında çantalar, ellerinde kamera ve İstanbul haritası Picasso sergisine girdiler.
Müzede rahatlıkla bir yarım gün geçirebilirsiniz. Eserleri gezebilir sonrasında kahvenizi yudumlarken müthiş gözüken pastalarından yiyebilirsiniz.

Dip Not: "Pera Dostu" olabiliyorsunuz. Çeşitli avantajları var bu dostluk kartının. Sadece müze içindeki etkinlikleri değil aynı zamanda Beyoğlu civarında bir çok başka kafe ve mağazada da indirimler sizi bekliyor olacak. Belki ilerde aynı kart ile başka özel müzeleri de bedava ya da indirimli gezebileceğiz.

Bir yandan da hala kültür olarak gelişmemiz gereken noktalar yok değil. Örneğin hala paramı verdim istediğim şekilde resim çektirebilirim felsefesi memleket insanında mevcut. Oysa Avrupa'da izin verilmediği takdirde kimse bu kuralı delmeye çalışmıyor. Çünkü biliyorlar ki makine flaşlarının eserlerin boyaları üzerinde negatif etkileri olabiliyor.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Evet, paramı verdim ve fotoğrafı da çekerim. Hiçbir zaman anlam veremeyeceğim bir uygulama. Flaş mı sorun kaparsın olur biter...