Ben babamın kızıyım. Sıkı Beşiktaşlıydım küçükken avuç içlerim terlerdi maçlarını izlerken ama evden ayrılıp İstanbul'a yerleşince üstüne de Metin-Ali-Feyyaz dönemi bitince eskisi gibi fanatikliğim de kalmadı.
Benimki hasta fenarbahçeli, kombinesi var; klubün de en zenginler listesine girmesinde katkımız büyüktür kanımca. Hal böyle olunca evde hır gür de eksik olmuyor hele derbi maçlarında efsane sahneler yaşanıyor.
Aklımdan çıkmayanlardan birisi Pancu'nun kaleye geçtiği maç. 4-1 kazanmıştık sanırım.
O zamanlar evli değildik maçı iskendercide izlemiştik zaten skor yeterince sinir bozucuyken Ankara'dan telefonla bana katılan kardeşimin alayları sonrası üç gün benimle konuşmamıştı. Evlenip de aynı eve girince sanmayın ki değişti işler...Şimdi benim uğursuz olduğum düşüncesiyle beni maç zamanları evden kovuyor.
Bu seneki derbi öncesi de beni istemediğini ayan beyan dillendirdi. Ben de ex-müdürmle Masa'ya gittim. Biz keyif yaparken telefonuma maç skorları düşmeye başladı. 2-0 öndeydik. Ayıp canım Beşiktaş'tan da 2 yenmez ki ama... Benimkini kaşıma vaktim gelmişti. Açtım telefonu skoru sormak için bizimkisi bezgin; acaip sessiz bir ortamdan konuşuyor. Maç kaç kaç dedim; dediğime bin pişman oldum. "Biliyorsun da ne beni arıyorsun" dedi. "Kapattım ben maçı, bilmiyorum skoru, sinirlerim bozuk izlemiyorum"...Eve gittiğimde karanlıkta oturmuş içli şarkılar dinliyordu...Yazık aslan takımım 3 atmıştı :)
Bir de kupa maçları var malum hayatında hiç görmemiş Türkiye kupası aldıklarını o yüzden çok hırslı hazırlanıyoruz bu maçlara. Üzerimize formalar giyiliyor...Eğer ilk yarı beklenen performans gerçekleşmezse ikinci yarı totem yapılıp bir diğer forma ile değiştiriliyor. Sanırsınız benimki de maça çıkmış da çok terlemiş.
Bazı maçları izlerken bir de evin her koltuğunda oturuluyor...Eğer yeniklerse arkadaşlarıyla köşe kapmaca oynuyorlar...Totem yapıp maçı almak için.
Böyle bir kupa maçını bir arkadaşımızda izledik. 2 beşiktaşlı, 2 fenerli 1 de fasülyeden cimbomlu var. Hoop ikinci yarının başında gol atıp beraberliği yakalayınca; ben de "goooooll" diye ayağa fırlıyorum. Benimki de yerinden fırlıyor topluyor pılını pırtısını mekanı terk ediyor. Kaldım mı tek başına. Kocasına en ihtiyacı olduğu zamanda destek vermeyen kişi oluyorum bir anda. Herkes şok ama kimse bir şey demiyor...Allah'tan FB maçı 2-1 kazanıyor da sonrasında gönlümü alıyor... Ya bir de biz kazansaydık neler olacağını düşünemiyorum artık...
Hakemle aynı kararda değilse kendisi ki aleyhte kararlarda objektif olamıyor benim yorum yapmam yassak! Eğer haddimi bilmezsem kısaca parmağını dudaklarına götürüp sinirle sussss yapıyor. Kocayı kızdırmak çok keyifli. Hele futbolun kurallarını bilmeden bunu yapınca tadından yenmiyor :) Hele bir de bize yenilmişlerse artık keyfimi kelimelerle anlatamam...
Hakkını yemeyim beni de 2 defa maça götürdü. Birisi İnönü'deki BJK-Erzurum maçıydı. O zamanlar öğrenciyiz para sadece kale arkasına yetince Beşiktaş'ın arabacı tayfasıyla maç izlemeye başlıyoruz. Bunu herkes BJK'lı sanıdığı için kendisi o gün ilk defa Fenerbahçe'ye küfretmek zorunda kaldı. Muhabbet koyulaştıkça benimki mosmor Beşiktaşlıtaşlı taklidi yapmaktan. Yoksa dayak yiyecek. Hatta bir ara FB karşıtı tezahuratlara bile eşlik etti. O da son oldu zaten...
Aslında bizim pek de aynı şeylerden zevk aldığımız söylenemez. E öyle olsaydı hayat da bu kadar renkli olmayabilirdi... Yaşasın farklıklar...
4 yorum:
Hehehe..Aynı bizdeki durum bizde de hanım fanatik fenerli...Hemfikirim zıtlık olmasa hayatında keyfi çıkmazdı ...
bir de şu futboldan anlasan... gam yemeyeceğim...
o maç 4-1 değil 3-4 bitti...
ayrıca metin ali feyyaz ilk onbir değildi...
bana fasülyeden cimbomlu dedin yaa:))
karı koca ayrı takımı tutmak güzeldir.eşim fanatik galatasaraylıydı ben de fenerbahçeli.önceleri çok uğraştı beni döndürmek için baktı ki başarılı olamıyor benimle şampiyonluk turları bile attı.şimdi o yok kızımla kapışıyoruz o galatasaraylı.ne zaman beraber fener galatasaray maçı olsa malum biz kazanıyoruz .tarabya ted de izliyorduk genelde artık derbiler de benden uzak duruyor ,gerçi sonuç değişmiyor
Yorum Gönder