Benim koca zor karar veren bir insandır. Kendisine sorsanız sebebine "zeka" belirtisi der ama bana kalsa düpedüz kararsız olması. Bu huyu yüzünden bir şeyi almadan önce aynı dükkana aynı sebeple en az üç defa gidilir. Ürün alınır ama genelde eve gelince üründen memnun kalma oranı %30'dur. Kocanın en sıkıntı yaşadığı ürün pantolon paçasıdır. Benim kocanın pantolon paçası olmak dayanılması zor bir süreçtir. Velev ki pantalon alınmaya karar verildi, o zaman şanslıdır! Yoksa depoda en az bir hafta beklemesi gerekecektir. Alındıktan sonra paça ölçüsü belirlenir. Pantolon konuşsa sorun yoktur da konuşan ben ve ölçüyü alan satış elemanı olunca, nazarında pek söz hakkımız yoktur. Dinlemez bizi kendi bildiğini yapar; ölçüyü uzun tutar. Eve gelinir daha piyasaya çıkma şansı olmadan görülür ki paça boyu uzun!!!!
Zavallı pantolon kaldırılır bizim köşedeki terziye gider. Terzi Cemal Usta 40 yıllık erbap...
"Ooo" der "evet, uzun 2 cm kısaltalım"...
"Yok" der bizimki "2,253659696 cm olsun"
"Yok" der usta "kısa olur"
"Yok olmaz olmaz" der bizimki. Terzi ne yapsın müşteri velinimet; razı olur başına gelecekleri bilmeden. Talihsiz paça talebe göre kısaltılır. Üç gün sonra yine eve gelir. Ama pek şanssızdır; zira yine piyasa yüzü görmeden bir de bakılır ki tam da usta terzinin dediği gibi paça kısa olmuş... Ertesi gün tekrar terziye götürülür. Terzi yine ölçü alır ama "ben sana demiştim" demez; müşteriyi üzmez... Der ki "şimdi oldu!" Bizimki der ki "yok! bu biraz kısa oldu uzatalım".."Yok" der terzi "dinle beni iyi oldu"... Israr eder benimki ve yine kazanır tek taraflı savaşı; yine dediği olmuştur. Pantolon dayak yemiş halde eve geri gelir. Ama malesef çok şanssız bir kadife kumaştır çünkü paça yine istenildiği gibi olmamıştır. Bu noktada artık ne paça da ne de benimkinde daha fazla terzi yüzü görecek hal kalmamıştır. Bu sebeple görev bana devridilir ve terziye meram anlatma bana kalır.
Dükkan 10m2 var yok...Cemal Usta temiz yüzlü bir insan karı, koca ve oğulları beraber çalışıyorlar. Her biri ayrı makinada harıl harıl dikiş dikiyorlar. İşler yoğun belli.
"Merhaba" diyorum ustaya ayağa kalkıp buyur ediyor beni.
Tanımazki ilk defa o gün gitmiştim ama daha torbadan pantolon çıkarır çıkarmaz hemen anladı kim olduğumu.Şaşkın bir ifadeyle sordu?
"Eşi misiniz?"
"Evet" dedim "bunun boyunu tam da dediğiniz gibi 1 cm daha kısaltmak gerekecek ve söz bu son olacak"...
"Sorun değil" dedi önce "yaparız". Sonra gülerek ekledi
"40 yıllık meslek hayatımda böyle müşteri ile karşılaşmadım".
Diyecek söz yok...
"hiç dinlemedi beni 3. oldu değil mi?"
Ben artık benimkini savunacak durumda değilim; amca da benden çıktı çok da sevimli içim kaynadı yani, ağzımdan şu sözler bir anda hem de sesli sesli dökülüverdi...
"Kızmayın valla... Ben napayım siz 40 yılda bir kere karşılaşmışssınız oysa ben bir ömür geçireceğim"...
Bu hikayenin ana konusu: Pantolon paçası olmaz zor iş :)
5 yorum:
bayıldım hikayeye...
En iyisi koca diye bir blog aç, ne istersen oraya yaz...
Ben olmasam ne yazacakmışsın bilemedim ki...
ahhh.. bu genler..karasızlıkk aileden geliyoo..zor be dostumm..... ama gerçekten çoookk komkksinnn (koca..)
Uzun zamandır ilk defa bu kadar çok güldüm. Güldüm kelimesi az kalır, katıldım kaldım. Gülmek istediğim zaman, inan ki bu yazıyı defalarca okuyabilirim... Bazen aklıma geldikçe gülüyorum da! Teşekkürler hem yazıyı yazana hem de ana figürine...
Bu dert sadece sizin başınızda değil. Biz de Colin's e bir kot için 10 kere gittik, geldik. Sanırım bu da insandaki "GEN"lerden kaynaklanıyor...
Yorum Gönder